Emin Çölaşan: Feyzioğlu'nun elinde çok önemli bir güç var

TAKİP ET

Son günlerde en çok eleştirilen isimlerin başında TBB Başkanı Metin Feyzioğlu bulunuyor. Gazeteci Emin Çölaşan da bugünkü yazısında Feyzioğlu'na yönelik sert bir yazı kaleme aldı. Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Feyzioğlu'nun bir zamanlar muhalif göründüğünü fakat şimdi AK Parti'ye sığındığını öne sürerek Feyzioğlu'nun elinde önemli bir güç olduğunu yazdı.

Hükümetin barolarla ilgili yasa değişikliği, baro başkanları tarafından eleştirilirken Metin Feyzioğlu'nun bu duruma sessiz kalması eleştirileri beraberinde getirdi. Baro başkanları yapılan yasa değişikliğini protesto etmek amacıyla Savunma Yürüyüşü başlattı. Metin Feyzioğlu bu yürüyüşe de destek vermediği için istifa sesleri yükseldi. Son olarak Metin Feyzioğlu baro başkanlarının protestolerını sürdürdüğü alana alınmadı. Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Feyzioğlu'nun bir zamanlar muhalif göründüğünü fakat şimdi AK Parti'ye sığındığını öne sürerek Feyzioğlu'nun elinde önemli bir güç olduğunu yazdı.

Emin Çölaşan'ın dikkat çeken ifadeler kullandığı yazısı şu şekilde:

Türkiye'de 81 ilin ayrı ayrı baroları var.

Eğer avukatlık yapacaksanız, mesleğinizi sürdürmek için, bulunduğunuz ilin barosuna kayıtlı olmak zorundasınız.

Bir de baroların üst kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliği var.

Bu kuruluşta para sonsuz.

Başında Metin Feyzioğlu isimli bir avukat var. Aynı zamanda üniversitede öğretim üyesi.

Son genel kurulda çoğunluğu elde edip kazanmıştı.

İktidara muhalif görünürdü…

Ve o nedenle kazanmayı başarmıştı.

"METİN, ERDOĞAN'DAN FIRÇA YEDİ"

Onunla ilgili bazı sahneler şimdi gözümün önüne geliyor… Danıştay'ın açılış töreninde Metin çıktı kürsüye, uzun uzun konuştu…

Ve eleştirdi!

Törende o günkü Cumhurbaşkanı Abdullah Bey'le birlikte Başbakan Recep Bey de yer alıyordu.

Recep Bey onu dinlemekten sıkıldı, toplantıyı hışımla terk etti, çıktı gitti.

Bu arada sahnede konuşmakta olan bizim Metin de kendisinden bir fırça yedi!

"METİN KORKTU, SAF DEĞİŞTİRDİ"

İşte ne olduysa o toplantıdan sonra oldu.

Metin herhalde korktu, saf değiştirdi, AKP iktidarının yanında yer almaya başladı.

Artık önemli adam olmuştu!..

İlgili ilgisiz pek çok derneğin ve sivil toplum kuruluşunun seçimlerine karışıyor, müdahale ediyor, kendince yönetim kadroları oluşturmaya, hoşlanmadığı bazılarını ise karşı adaylar çıkarıp devirmeye kalkışıyordu.

Başkanı olduğu Türkiye Barolar Birliği'nin elinde muazzam miktarda para var. Haddi hesabı olmayan bir para!..

Nasıl olduğunu sorarsanız, avukatlar Türkiye'nin her yerinde açılan bütün dava dosyaları için Barolar Birliği hesabına para yatırmak zorunda. Mekanizma şöyle:

Bir dava açıldı. Dava dosyasına (ya da icra takibine, noter ihtarnamesine) vekalet koyan her avukat, her vekaletname için dosyaya 12 lira 30 kuruşluk Barolar Birliği pulu yapıştırmak zorunda.

81 ilde yapılan milyonlarca işlemi ve sadece bu puldan elde edilen korkunç geliri düşünün!

"METİN'İN ELİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜÇ VAR"

Metin'in elinde çok önemli, ancak pek gündeme getirilmeyen bir güç daha var…

Ankara'nın en seçkin semtlerinden birinde beş yıldızlı bir otel, çeşitli restoranlar ve her çeşit spor ve dinlenme tesisleri…

Konuklarını ve istediği kimseleri orada ağırlıyor.

Bu büyük bir avantaj! Hem de çok büyük!

Örneğin Metin'in alaşağı etmeye karar verdiği yönetimlerin yandaş delegeleri orada ağırlandığında hepsi çok memnun kalıyor, mutlu oluyor!

Kalınan lüks odalarda, ya da ayrı ayrı veya birlikte yenilen yemeklerde siyasi taktikler ayarlanıyor.

"AKP'NİN HAS ADAMI OLDU"

Evet, önceden muhalif çizgisiyle tanınan Metin Feyzioğlu artık 180 derece döndü ve iktidar yandaşı oldu.

Yani çareyi onlara sığınmakta buldu.

Şimdi AKP'nin has adamı.

Meslektaşı olan avukatlar, 56 ilin baro başkanları Ankara'ya polis tarafından alınmaz ve üstelik bazıları dayak yerken, Metin hiç umursamıyor!

"HÜKÜMETE SIĞINDI AMA KURTULAMAYACAK"

Artık bıçak kemiğe dayandı.

Metin, ilk genel kurulda gidici olduğunu anladı…

Onu, gölgesine sığındığı AKP iktidarı bile kurtaramayacak.

Şimdi o yüzden, bütün gücüyle delege ayarlaması yapmaya çalışıyor.

Hükümete sığındı, umudunu onu kurtarmak için çıkarılacak yeni yasaya bağladı.

Baroları bölüp parçalamak, bütünlüğünü bozmak ve kendisini bu yolla kurtarmak!

Ama artık iş işten geçti.