İklim değişikliğinin  gıda fiyatlarına etkisi

TAKİP ET

Gazi üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı öğretim üyesi Ahmet Ümit Sucu ile ülkemizddeki gıda fiyatlarının ana faktörleri üzerine konuştu.

Sucu ‘Tarım arazilerinin korunması, birçok ülkede ulusal güvenlik endişesi haline gelmiştir. Tarım arazilerinin kötüye kullanılması, su yönetimi yetersizliklerinden kaynaklanan sel baskınları, tuzluluk, kısırlık, pestisit ve gübrelerin aşırı kullanımından kaynaklanan kirlilik en önemlileridir.Suyun tarımdaki hayati önemi nedeniyle, birçok bölgede temiz su kıtlığı tarımsal üretimin  en önemli kaynak kısıtı haline gelmiştir. Hatta bazı büyük  hububat üretim merkezlerinde mahsul kayıplarının %50'ye ulaştığı gözlemlenmektedir.’ dedi.

Sucu konuşmasına şöyle devam etti ‘Türkiye'de yağış deseni düşüşü ve yağış deseni sapmasının olumsuz etkilerinin kış ekiminde ortaya çıkması daha olasıdır. İlkbahar aylarına doğru yağış düzeninin değişmesi yazlık ekimlerde bir fayda olarak görülse de üretim açısından önemli riskler oluşturduğuna inanılmaktadır.Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün (TAGEM) 2000-2001 dikim sezonu için Mayıs ayı başında yaptığı araştırmaya göre, tarımsal üretimdeki değişimler topraktaki kullanılabilir su miktarı ile doğrudan ilişkilidir; Konya, Karaman ve Yozgat illerinde yağışların az olması nedeniyle ekili alanlarda yüzde 90 oranında kuraklığa bağlı hasarın meydana geldiği, 62 yıllık kuraklıktan daha birçok ilin etkileneceği ve bununda kayıtlara kaydedildiğini’ söylüyor.

Kuraklık olması bir diğer etkili faktör

Sucu kuraklık üzerine şöyle bir açıklama da bulundu ‘Kuraklık, doğanın gizli tehlikelerinden ve en büyük felaketlerinden biridir. Genellikle herhangi bir mevsim veya dönemde yağış miktarının azalması nedeniyle oluşur. Kuraklık hesaplamalarında, bir bölgedeki yağış ve evapotranspirasyon (buharlaşma + terleme) arasındaki dengenin uzun vadeli ortalamasıdır. Ürünün piyasaya sürülmesindeki gecikmeler, mahsulün büyüme mevsimi ile yağışın zamanlaması arasındaki ilişki) ve yağışın etkisi derece (yağış yoğunluğu ve sayısı ile ilgili).Yüksek sıcaklıklar, kuvvetli rüzgarlar ve düşük nem oranı gibi diğer değişkenler birçok bölgede kuraklığı etkiliyor.

Kuraklık yalnızca fiziksel bir olay veya doğal bir fenomen olarak görülmemelidir. Kuraklığın, insan faaliyetleri ve  su kaynakları üzerindeki faaliyetleri nedeniyle toplum üzerinde birçok etkisi vardır. Uzun süreli kuru hava, nem eksikliğine yol açar ve bu da bitkilerde düşüşe neden olur. , ormanlar ve su kaynakları ve nihayetinde ciddi ekolojik, ekonomik vesosyal sorunlar ortaya çıkacağını hatırlattı.

 Ülkemizde yağış miktarı ve dağılımında meydana gelen sapmaların yer altı ve yerüstü su rezervlerini olumsuz etkilediği, Meteoroloji Genel Müdürlüğü hükümlerine göre  iklimdeki bu sapmaların daha az olduğu gözlemlenmektedir. Sürekli yağış artışın tarımsal üretim üzerinde olumlu bir  etkisi olmayacak ve gıda fiytlarında etkilenme olacağını belirtti.

Tarımsal kaynak fiyatlarının gelişimi
 
Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar tarımsal üretim maliyetlerini etkilemektedir. Petrolün yan ürünleri olan yağ ve gübreler, Türkiye'de tarımsal üretimin en önemli girdilerinden ikisidir. Tabii ki petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar da fiyatları etkiliyor. dönem boyunca bu iki girdi; Ülkemizde en çok kullanılan  gübre türü olan ürenin fiyat ve indeksi üzerindeki etkisini görebilirsiniz.

2006  ile 2008 yılının ikinci yarısı arasında uluslararası piyasalarda gıda fiyatlarının hızla arttığı bilinmektedir. Bu dönem için fiyat artışlarına bakacak olursak; dizel fiyatı 0.6; Üre fiyatının da %1 arttığı görülüyor.Mazot ve gübrenin üretim maliyetleri içindeki payına bakıldığında girdi maliyetlerindeki artışın üretim maliyetlerine etkisi daha iyi anlaşılabilir.

  
Motorin ve gübre fiyatlarının üretim maliyetine yüksek oranda katılması ve zamanla artması ile; Üretim maliyetleri, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan daha fazla etkilenmiştir.Ülkemizde tarımsal destekleme ($) seviyesinin OECD ortalamasının (0) altında olması ve petrol fiyatına uygulanan vergi oranının yüksek olması üretim maliyetlerini petrol fiyatlarına  daha duyarlı hale getirmektedir.

Tarımsal pazarlama yapısı ve spekülasyonun ürünlere etkisi

Türkiye'de tarım ürünleri piyasalarının genel olarak aracıların elinde olduğu ve hayvansal ürünlerin ticaretinde bitkisel ürünlerden daha çok aracıların olduğu bilinmektedir. Örneğin hayvansal ürünlerin  tüketiciye ulaştırılmasında 67  aracı bulunurken, bitkisel ürünlerde 45 aracı bulunmaktadır. Her aracı, kârdan payını koyarak ürünü sattığından, ürünlerin fiyatları her aracıyla birlikte yükselir ve nihai tüketiciye ulaşır.

Tedarik zincirindeki toptancı ve perakendecilerin kriz dönemlerindeki kafa karışıklığı nedeniyle karlarını artırma isteği de fiyat artışlarının bir başka nedenidir.Bu durumun en güzel örneği Türkiye'deki süt sektöründe açıkça görülmektedir. 2008 yılının ilk çeyreğinde üretim maliyetlerindeki artışa rağmen örnek Çiğ süt fiyatları aynı dönemde düşerken, toptan ve perakende fiyatlar yükseldi. Buna paralel olarak 'da beyaz peynirin toptan fiyatı %6, çedar ve tereyağının toptan fiyatı %9; Aynı ürünler için perakende fiyatları %5 arttığını söylüyor.

Elverişli toprak şartlarına uygun bir konumda olmamız

Türkiye'de tarım sektörü henüz modern bir yapıya ulaşmamış olsa da, üretimin hem iç ihtiyacı karşılaması hem de ihracat olması tarım için önemli bir avantaj teşkil etmektedir.Teknoloji ve diğer girdilerle mevcut durum modern bir yapılandırılmış düzeye getirilirse, üretimi daha da artırma potansiyeline sahip olup, iklim ve toprak koşulları oldukça elverişlidir.Kapsamlı tarımın büyük bir kısmı uygulanmaktadır.

  Bahsedilmesi gereken bir diğer nokta ise;

Türkiye'nin ihracatı, geleneksel tarım ürünlerine olan bağımlılığını sanayi ürünleri lehine kısmen azaltma eğilimindedir. Kuşkusuz bu eğilim sanayileşmenin ön koşuludur. Nitekim bu, son yıllarda tarım ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payındaki kısmi düşüşte yansımaktadır. Gelişmiş ülkelerde tarımın gayri safi milli hasıla ve ihracat içindeki payı düşüktür. Ancak Türkiye'nin mevcut tarımsal potansiyeli tam olarak kullanılırsa, sanayileşmeye rağmen tarımsal üretim ve ihracattaki payı diğer ülkelere göre daha yüksek olabilir.Örneğin, Türkiye'nin pamuk üretiminin yaklaşık yarısı Çukurova bölgesinde yetiştirilmektedir. Güneydoğu Anadolu projesinin tamamlanmasından sonra diğer ürünlerin üretiminin artırılmasının yanı sıra Çukurova bölgesinde olduğu kadar  pamuk üretimi de mümkün olacağını söyleyerek sözlerini tamamladı.


Rabia KURT
 

gıda gıda fiyatları ekonomi