Muradov Ukrayna-Rusya savaşını değerlendirdi

TAKİP ET

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta 54. gününe girildi. Rus güçleri odağını Ukrayna'nın doğusuna kaydırmış durumda. Rusya-Ukrayna savaşını Doç.Dr. İbrahim Muradov ile konuştuk. Muradov bu savaşın Rusya ekonomisine ciddi zararlar verdiğini ve AB ve ABD'nin yaptırımları karşısında alacağı önlemleri Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi-Gazetecilik Bölümü öğrencisi Ebru Oğraş'a değerlendirdi.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta 49. gününe girildi. Rus güçleri odağını Ukrayna'nın doğusuna kaydırmış durumda. Rusya-Ukrayna savaşını Doç.Dr. İbrahim Muradov ile konuştuk. Muradov bu savaşın Rusya ekonomisine ciddi zararlar verdiğini ve AB ve ABD'nin yaptırımları karşısında alacağı önlemleri Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi-Gazetecilik Bölümü öğrencisi Ebru Oğraş'a değerlendirdi.

İşte söyleşiden öne çıkan konu başlıkları:

Rusya-Ukrayna Gerilim nasıl başladı?

2014 yılında Rusya ve Ukrayna’ nın doğusundaki Donetsk ile Luhansk bölgelerini ele geçiren Rus yanlısı isyancıları desteklemiştir. Ukrayna ikiye bölünerek batı-doğu yanlısı olarak ayrılmıştır.   2019 yılında Ukrayna devlet başkanı olarak iktidara gelen  Volodimir Zelenski Ukrayna’yı NATO’ ya dahil edilmesi adına üye olma tekliflerinde bulunuyordu. Rusya ve Ukrayna gerilimi 2014 yılından günümüz yıllarına kadar gergin olan ilişkiler hızla tırmanırken Rusya Devlet Başkanı Putin geçtiğimiz haftalarda Ukrayna'nın NATO'ya üyeliğine karşı olduğunu belirtmiş, Batılı ülkelerden bu konuda garanti istemişti. Ukrayna ordusunun küçültülmesi ve tarafsız bir ülke olmasını talep edilmesi açıklamalarında bulunmuştu. Ancak Batıdan gelen yanıtlar Rusya’yı başta Batıdan ve Ukrayna’ dan sorularına asıl cevap verilmediği için 24 Şubat tarihlerinde Moskova’dan seslenen Rusya devlet başkanı Vladimir Putin “Ukrayna’nın askerden ve nazizimden arındırılması” gerektiğini seslenerek Ukrayna işgalini başlatmıştır.

ABD, NATO, AB (Avrupa Birliği) ve İngiltere’den hız kesmeden Rus ekonomisine yaptırımlar geldi.

Batı’dan gelen ilk yaptırımlar ise “Rus işgaline mali olarak destekleyen iş insanları, bankalar, oligarklar dezenformasyon kampanyaları yürüten 27 yüksek profili kişiler ve kurumlar yaptırımlara tutulmuştur.

Rusya ekonomisine bir diğer darbe ise finansal kısıtlamalar yürürlüğe konularak Rusya Federasyonu, hükümeti ve Merkez Bankalarına finans sağlamak yasaklandı. 
(AB) cephesinden ise Rus hükümetine ve devletine “sermaye ve finans piyasaları” hizmetlerine erişim kısıtlamaları getirildi. İngiltere ise “5 Rus milyarderlerin ülkedeki varlıklarını durdurdu.”

Russiya Bank, Vnesheconombank (VEB.RF), Promsvyazbank kurumlar yaptırım listesine tabi tutulmuştur. Ayrıca mal varlıklarını dondurularak fon sağlanmasında yasaklanmıştır.

Finansal krizlerin devamında Rusya’ nın en büyük ikinci finans kurumu VTB bank dahil 4 Rus bankası yaptırım listesine eklendi.
   
ABD Başkanı Joe Biden 22 Şubat tarihteki açıklamasında “Rusya’nın bundan sonra Batıdan borç alamayacağını” söyledi. Rusya ekonomisi ihtiyaç duyulan finansal büyüme hedefi adına “borçlanma” askıya alınması dış büyüme ve Rus rublesi değer kaybı adına neler bekleniyor?

Bilindiği üzere 22 Şubat tarihinden beri yaklaşık bir buçuk ay geçti ve hala maalesef savaşın son bulacağına dair herhangi bir ipucu bulunmamaktadır. Biden’ın 22 Şubat’taki açıklamasının hemen ardından rublede ciddi bir değer kaybı yaşanmıştı ama bu değer kaybını sadece Biden’ın açıklamaları ile bağdaştırmak yanlış olurdu. Rubledeki değer kaybı 24 Şubat 2022 tarihinde, yani Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı neticesinde yaşanmış olan belirsizlik dolayısıyla keskin bir şekilde arttı. Savaşın devam eden günlerinde ise Moskova’nın tutumuna paralel olarak Batının ekonomik yaptırımları artsa da özellikle 7 Mart sonrasında ruble göreceli olarak değer kazanmaya başlamıştır. Bu anlamda şu an itibariyle Rusya rubledeki değer kaybını kontrol altına almış gibi gözüküyor ama bu durum Batı’nın Rus enerji kaynaklarından ne derece imtina edebileceğine ve savaşın gidişatına bağlı olarak değişebilir. 
 
ABD’ den gelen ekonomik yaptırımlar (dolardan) men edilmesi ki Rusya ihracat bakımından enerji kaynaklarını dolarla almaktadır. Rus enerji kaynakları için değer kaybı oluşturuyor mu?

Yaptırımlar direkt Rus enerji kaynaklarını hedef almazsa bu kaynaklarda değer kaybına yol açmaz. Şu anda Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının yüzde 40’nı Rusya karşılamakta ve kısa vadede Avrupa’nın bu Rus gazından vazgeçmesi imkânsız gibi gözükmektedir. Avrupa orta vadede Rus gazına olan bağımlılığını azaltabilecek hamleler yapabilir ama uzun vadede fosil yakıtlara ciddi alternatifler geliştirilemezse Rus enerji kaynakları değer kazanmaya devam edecektir.  

Rusya' ya ABD ve (AB) den gelen ekonomik yaptırımlar Rus ekonomisine değer kaybı oluşturulmuştur. Rus-Çin dostane ilişkileri sayesinde Çin Rusya ekonomisini ve Rus rublesini değer kaybını toparlar mı?

Tabii ki Çin Rus ekonomisi için bir can yeleği olarak görülebilir ama Moskova-Çin ilişkileri bu kadar basite indirgenemeyecek kadar karışıktır. Rusya ile kıyasla Çin’in AB ile olan ticaret hacmi çok daha yüksektir ve bu açıdan bakıldığında Beijing Moskova’nın siyasi hedefleri için AB ile ekonomik faaliyetlerine zarar vermek istemeyecektir. Sadece Çin’in de Tayvan’a arşı tutumu göz önünde bulundurulursa, Rusya’nın Ukrayna’da hezimete uğratılmasını istemeyecektir. Kısacası, Çin için ekonomik olarak zayıflamış fakat Ukrayna’da siyasi olarak birtakım kazançlar elde etmiş Rusya daha makul olacaktır.       

TIME haberine göre “Putin, Batı’ nın Rusya’ ya yaptırımları küresel gıda krizine neden olacak.” açıklamasında bulundu. Rusya, dünya’ nın en büyük buğday ihracatçısı ve dünya gübrelerinin %13’ ünü etkiliyor. Ağırlık olarak Afrika ve Orta Doğu’ya buğday tedarik ediyor. Rakibi ise AB ve Ukrayna’dır. Beklenen Küresel gıda krizinde Başta Rusya ve AB ve Ukrayna nasıl etkilenecektir?

Küresel gıda krizi günümüzün giderek artan problemlerinden biri olmaya devam ediyor. Tarıma elverişli arazilerin azalması ve dünya nüfuzundaki artış genel olarak küresel gıda tedarikinde aksamalara yol açarken, beklenmedik durumlarda ise bu kriz daha da derinleşmektedir. Bu anlamda, Rusya-Ukrayna savaşı var olan küresel gıda krizini özellikle kısa vadede daha da derinleştirecektir diye düşünmekteyimdir. 

Son olarak yorumunuzu alırsak; Rusya’nın Ukrayna’ ya olan işgali siyasi (politika) kanadından büyük tepkilere ve yaptırmalara tabi tutulduğunu görmekteyiz. Ancak ekonomik tarafından bakıldığında da Batı ve Avrupa Birliği için yaşanılan ilişiklerin krize dönüşmesi Gıda'da, enerji kaynaklarında, petrol hammaddelerinde oluşan birçok krizler önümüzdeki tarihlerde bizleri neler bekliyor?

Tarihsel olarak savaşlar beraberinde radikal reformlara yol açmıştır. Hiç şüphesiz ki bu savaş da istisna teşkil etmeyecektir. Batı, enerji kaynaklarında çeşitliliği artırma ve Rusya’ya bağımlılığını azaltma konusunda artık daha ciddi adımlar atacaktır. Diğer yandan ülkeler gıda krizlerini önleyebilmek için önümüzdeki yıllarda tarıma daha çok önem vererek kendi-kendilerine yetebilen modeller ortaya koymaya çalışacaklardır. Fakat bunlar gerçekleşirken, maalesef kısa vadede gıda fiyatlarındaki artışlardan kaçınmamız mümkün gözükmüyor.