RUSYA'NIN UKRAYNA İŞGALİ SONRASI STRATEJİK PLANLARI

TAKİP ET

İstanbul Arel Üniversitesi İletişim fakültesi Yeni medya ve İletişim Bölümü Dr. Orhan Faik öğretim üyesi ile birlikte Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası Batı kanadından gelen Rusya'nın stratejik savaş planları ve Rusya-Çin dostane İlişkilerin arka planı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkan Ukrayna ile Rusya arasında 2014'ten beri ciddi bir gerginlik var. Kırım'ı ilhak eden Rusya, Doğu Ukrayna'daki ayrılıkçı grupları da desteklemiş ve Dombas bölgesindeki iç savaşı kışkırtmıştı.

2014 yılında Rusya yanlısı devlet başkanı Viktor Yanukoviç “Avrupa Birliği ile ortaklık ve serbest ticaret anlaşması müzakerelerini durdurmuştur.” Çünkü Avrupa Birliğin vaatleri Ukrayna’ nın ihtiyaçlarını   karşılamaktan uzaktır. (Zaten en başından beri müzakerelere karşıydı.) Ukrayna iki karşıt dayatma Rusyalara arasındaydı. İlerleyen tarihlerde Ukrayna başkenti Kiev’ de protestolar başladı.

Antalya Zirvesi’ de ilk düzey buluşma gerçekleşti

Rusya’ nın Ukrayna’yı işgali sonrası ilk düzey görüşme iki ülkenin dışişleri Bakanları Türkiye’ de bir araya geldiler. Antalya’ da gerçekleşen zirvede Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna dışişleri bakanı Dmitro Kuleba ve Türkiye dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ da katıldı.

Antalya’ da gerçekleşen zirvede “Ateşkes” konusunda gelişme kaydedilmediğini üçlü zirve sonrası açıklamalarda bulundu.

Üçlü zirve sonrası Lavrov ve Kuleba ayrı basın toplantısı düzenledi.
Ukrayna dışişleri bakanı Dmitro Kuleba “Öncelik olarak Mariupal’ da bir insani koridorun korunması ve 24 saatlik bir ateşkes ilan edilmesini” söyledi.

Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov “Ukrayna’ da hastanelerin ve doğum hanelerin hedef aldığını, çocukların hava saldırıları yüzünden hayatını kaybettiği haberlerine ilişkin olarak (Ukrayna’ nın insanları canlı kalkan olarak kullanıldığı) iddiasını dile getirdi.

Beklenen Antalya zirvesinde ateşkes tahliye koridorları ve insani yardımlar gündem konularıydı. İki taraf ise görüşmede sonuca varılmadığını değerlendirildi.

Rusya Ukrayna’nın giderek neo- Nazilere teslim olduğunu iddia etmektedir
Orhan Faik “Rusya Ukrayna’nın giderek neo- Nazilere teslim olduğunu iddia etmektedir. 2014 yılında Maidan Olaylarından sonra Neo-Nazilerin gölgesinde kaldığını öne süren Rusya burada Amerika Birleşik Devletleri’nin elinin olduğunu açıkça ifade etmekten çekinmemektedir.” dikkat çekti.

Azak Taburu’nun faşist sembolleri ile sokaklarda dolaştığını ve bu taburun resmi olarak Ukrayna İçişleri Bakanlığına bağlı bir silahlı birlik olduğunu her koşulda ifade eden Rusya yönetimi bu gidişatın durdurulması gerektiğini savunmaktaydı. Bu nedenle de eğer Kiev faşistlerin eline geçerse kısa sürede Moskova’nın da ele geçirilmesi korkusu Rusya yöneticilerinin fobisi olmaya başlamıştı. İfade ederek Rusya Federasyonu başkanı Vladimir Putin bu gidişata dur demek için savaşı başlattığını ileri sürmektedir.

Putin Ukrayna’yı Rusya’nın bir parçası olarak görmektedir

Faik “Hem Rusya hem de Ukrayna Slav kökenli ülkelerdir. Örnek olarak göstermek gerekirse Azerbaycan ile Türkiye kadar toplumlar birbirine yakındır. Aynı kültürün iki farklı parçasıdır. Putin Ukrayna’yı Rusya’nın bir parçası olarak görmekte olduğunu” belirti.
Bu nedenle Ukrayna’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine her zaman müdahale girişimlerinde bulunmuş, Yanukoviç gibi siyasileri piyon olarak ileri sürmüş ve bazen de başarılı olmuştur. Beyaz Rusya (Belarus) gibi Ukrayna’yı da yönetmeyi hedefleyen Rusya Federasyonu yönetimi Ukrayna’da bazı kişileri yönetime getirebilse de halkı yönetmekte zorluk çekmiştir. Bu nedenle 2010 yılından sonraki Rusya’nın siyasetinde Ukrayna’yı parçalara bölerek yönetmeyi hedef tahtasına koymuş ve 2014 yılı itibariyle hedeflerine doğru ilerlemeye başlamıştır. Günümüzdeki savaş bu hedefin bir parçası olarak görülmektedir ileri sürdü.

Rusya için bu topraklar stratejik öneme sahiptir

Faik “Kırım’ın asıl sahipleri Türkler olsa da günümüzde iki Slav halkı bu toprakları yönetme konusunda savaşa girmiş durumdalar. Uluslararası hukuk açısında baktığımızda Kırım’ın Ukrayna toprakları çerçevesinde tanınırlığı meşrudur ve Ukrayna bu toprakları kaybetse bile uluslararası hukuka göre Kırım yarımadasının sahibidir” dikkat çekti.

Rusya için bu topraklar stratejik öneme sahiptir. Çünkü Karadeniz’e açılan kapısı ve Karadeniz’de yerleşen kara parçası olarak görmektedir. Bu nedenle Rusya Kırım’ı kaybetmeyi hiçbir zaman göze almayacaktır ve bu sebepten Kırım’ı geri almak isteyen her bir devlete veya birliğe karşı savaşmaktan da geri kalmayacaktır uyarısında bulunan Faik “Aslında günümüzdeki savaşın temel nedenlerinden biri de Rusya’dan Kırım’a giden kara yolundaki diğer toprak parçalarını da Ukrayna’nın elinden kopararak bu bölgede daha rahat hareket edebilmeyi amaçlamaktadır. Aksi taktirde Rusya’nın neo-Naziler veya kendisine karşı risk hissettiği birliğe karşı savaş açması çok da mantıklı gözükmüyor. Rusya savaşın başında Ukrayna’yı kısa sürede işgal edebileceğini ve Donbas bölgesi dâhil Kırım yarımadasının Rusya’ya resmen teslim edilmesi konusunda Ukrayna’yı masaya çekebileceğini düşünmüştü” ifadesi kullandı.

Fakat Ukrayna’nın kuzeyinden başlattığı savaşta başarısız olması, Kiev’i ele geçirme planının tutmaması, Karadeniz’den karaya çıkarak Ukrayna’nın merkezine doğru ilerleyememesi, Azak denizi sahilinde Mariopol’u kısa sürede işgal edememesi, kısacası çoklu hücum taktiğini hayata geçirememesi Rusya’yı çıkmaza sokmuştur. Dikkat çeken Faik “Rusya Batının Ukrayna üzerindeki baskısını kırmak için savaşın ilk günlerinde çok istekli olsa da savaşın sonraki seyri aksine Ukrayna’nın Batıyla içe içe girdiğini göstermektedir. Son günlerde Avrupa liderlerinin Kiev sokaklarında görünmesi bunun göstergelerinden sadece biridir” belirti.

Rusya – Ukrayna savaşının başında Rusya ile Çin arasındaki yakınlık ileri seviyelere taşınmıştı

Orhan Faik “Rusya – Ukrayna savaşının başında Rusya ile Çin arasındaki yakınlık ileri seviyelere taşınmıştı. Putin’in Çin’e seyahati ve Olimpiyatlarda yer alması ve daha sonrasında savaşı başlatması Rusya’nın Çin’e karşı verdiği değerin göstergesi olarak görülebilir. Savaşın gidişatında Çin’in Rusya’yı destekleyeceği, hatta silah vereceği konusunda şüpheler bulunmamaktaydı” belirti.

Rusya’nın Çin’le yakınlığında dikkatlerde kaçan bir diğer husus vardır. Bu Sibirya ormanlarının neredeyse tamamının Çinliler tarafından kullanılması ve Rusya’daki ağaç sanayisinin Çinliler tarafından ele geçirilmesidir. Rusya’nın Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde Çinli nüfusunun giderek sayısının artması gözden kaçmamalıdır. Bu da Rusya’nın Çin’le siyasetinde daha dikkatli olmasına neden olmaktadır uyarısında bulundu.
Faik “Rusya’nın savaş süresince Çin’den beklentileri büyüktü. Çünkü Avrupa ve bazı Amerika kıtası ülkelerinin Rusya’ya karşı hava sahasını kapatması ve ekonomik darbesi Rusya’yı çıkmaza sokmaktadır. Giderek azalan silahın tedarik zincirini koruyamazsa savaşacak kişilerin olmasına rağmen meydanda askerleri eli silahsız kalabilir. Fakat Çin’e bağlanan umutları boşa çıkmaktadır. Amerika’nın baskıları Çin’i etkilemekte ve küresel pazardan kopma riski ile karşılaşan Çin Rusya’yı Amerika’nın etkisi altında olan onlarca ülkeyle kıyaslayarak kısa vadeli elden çıkarmaya razı olmaktadır” dikkat çekti.

İkinci Dünya Savaşında kazandığı günün anısına ikinci zaferi 78 yıl sonra yeniden ilan etmek istiyor

Faik “Ukrayna’nın global güç merkezinde savaş meydanı olarak kullanıldığı gerçeği her geçen gün gücünü daha da artırmaktadır. Rusya’nın itinayla savaşa çekilmesi ve Putin’in klasik savaş stratejisi Batı’nın yararına ilerlemektedir. Rusya 9 Mayıs'a kadar savaşı bitirmeyi ve İkinci Dünya Savaşında kazandığı günün anısına ikinci zaferi 78 yıl sonra yeniden ilan etmek istiyor “ileri sürdü.

Fakat Rusya kazansa bile ekonomik olarak çökmüş bir Rusya ile karşı karşıya kalacağız. Zaten Moskova ve Petersburg dışındaki şehirler son yıllarda çöküşe başlamıştı ve bu süreç daha da hızlanacak. Silah sanayisini bitirmiş bir ülkenin yeniden üretime girmesi ve eski silah gücünü elde etmesi yılları alacak. Kısacası Rusya yakın 20-30 yıl için süper güç olma hayallerinden uzaklaşacak. Hatta en küçük komşuları ile arasında çıkacak savaş risklerinden kaçarak bölünme tehlikesinden uzak durmaya çalışacaktır. Eleştirisinde bulunan Faik “Görünen o ki, dünyada Global güç savaşını bundan sonra Amerika ve Çin yürütecek ve Doğu ile Batı arasında kalan gelişmiş veya gelişmekte olan diğer ülkeler safını iyi belirleyecek. İkisinden birine tabi olmayan ülkelerde savaşları görmek normal bir hale gelecektir” İfadesini kullandı.