Yeşilay ve Bağımlılıkla mücadele

TAKİP ET

Yeşilay sigara, alkollü içki, uyuşturucu ve teknoloji bağımlılığı gibi çeşit çeşit bağımlılıklardan, kötü alışkanlıklardan halkın ve gençlerin korunması için mücadele eder. Bizde Yeşilay'ın insanlara nasıl hizmet verdiğini, bağımlılığı, bağımlılıktan nasıl, ve çocukların madde, alkol sigara gibi zararları maddelerden nasıl uzak tutulabileceğini Yeşilay derneğinde çalışan uzman psikolog İrem dönmez ile konuştuk.

Yeşilay’ın ülkemizde tütün, alkol ve madde bağımlılığı gibi toplumun beden ve ruh sağlığına zarar veren bağımlılıkların yaygınlaşmasını engellemek amacıyla, 5 Mart 1920 yılında Dr. Mazhar Osman Uzman tarafından kurulmuş bir dernek olduğunu belirten İrem dönmez “Günümüzde sadece madde bağımlılığı ile değil, etkisi ve yaygınlığı giderek artan kumar, teknoloji gibi davranışsal bağımlılıklarla da mücadele etmektedir. Amaçları arasında toplumun, maddeye karşı bilinçlenmesi ve farkındalık kazanması; bu konuda ihtiyaç duyanlara destek sağlanması; ülkemizin bağımlılıklarla mücadele gücünün geliştirilmesi yer almaktadır.”dedi.

”Bağımlılık özetle,  kişinin kullandığı bir madde ya da yaptığı bir davranış üzerinde kontrolünü kaybetmesidir” Bağımlılık özetle, kişinin kullandığı bir madde ya da yaptığı bir davranış üzerinde kontrolünü kaybetmesidir. Tabii ki bu tanım, bağımlılığın yarısını bile kapsamamaktadır. Dönmez “bir kişiye “bağımlı” diyebilmek için o kişiyi çok yönlü bir şekilde ele almamız gerekir.''

Kişinin bedeninin ihtiyaç duymadığı bir maddeyi alıyor ya da hayatında ihtiyaç duymadığı bir davranışı yapıyor olması,  Bu maddenin/davranışın kişinin sosyal, mesleki ve kişisel hayatını olumsuz yönde etkiliyor olması (günlük işlevinin bozulması),  Günlük hayatının ve zamanının büyük bir bölümünü kapsıyor olması,  Kullandığı bu maddenin ya da yaptığı bu davranışın hayatındaki kötü etkilerini görmesine rağmen onları bırakamıyor olması (geçmişte başarısız bırakma girişimleri olabilir),  Kullanılan maddenin dozunun ya da yapılan davranışın sıklığının sürekli artıyor olması (tolerans geliştirmesi),  Maddeyi almadığında ya da davranışı gerçekleştirmediğinde çeşitli yoksunluk belirtileri gösteriyor olması,  Ara sıra gelen maddeyi kullanma isteği ya da aşerme (craving) gibi daha birçok belirti ile tanım yapılabilmektedir. ”Dedi. ve ekledi. Bağımlılık tek bir sebepten ortaya çıkmaz. Doğduğumuz andan itibaren ailemizden, çevremizden ve kendi deneyimlerimizden öğrendiğimiz davranış tutumları ve baş etme yöntemleri, eğer sağlıklı değilse bağımlılığa zemin hazırlayabilir. Ebeveyn tutumları, arkadaş çevresi ve sosyokültürel etkiler de bağımlılıkla yakından ilgilidir. Tüm bunların dışında yukarıda da bahsettiğim gibi kişiyi “çok yönlü” bir şekilde ele almamız gerekmektedir.” İfadelerini kullandı.

”Bağımlılık bir gecede oluşmaz, bir süreç gerektirir”

Bağımlılık bir gecede oluşmaz, bir süreç gerektirir. Tıpkı bağımlılık gibi, bağımlılıktan kurtulmak da bir süreçtir. İlk önce yapmamız gereken şey bağımlı olduğumuzu kabul etmek ve tedavi arayışına girmektir. Tedavi süreci ilk olarak, vücudun maddeden arındırılmasını ve maddenin kullanımının bırakılmasını içerir. Daha sonraki adım ise kişinin maddeden uzak durması sürecidir. Maddeden uzak durmak, özellikle bağımlı bir birey için kolay değildir. İfadelerini kullanan Sönmez “Bu yüzden hayatında ve hayat tarzında büyük değişiklikler yapması gerekebilir. Kişinin yapacağı bu değişikliklere uyum sağlaması tedavinin gidişatı açısından çok önemlidir. Çünkü kişi maddeyi bıraksa bile, beyni istemeye devam eder.” Dedi. ve ekledi. ”Değişim ya da kendini yetersiz görmek korkusuyla kişiler tedaviden kaçınabilmektedirler. Bu gibi durumlarla baş etmede yine psikolojik ve sosyal desteğin rolü büyüktür. Ayrıca tedavi süresince karşılaşılabilecek olumsuz durumların (slip, ek psikolojik bozukluk) öngörülüp danışana açıklanması ve uygun baş etme yollarının oluşturulması da tedaviye duyulan güveni artırabilmektedir. Bağımlılıktan iyileşmeyi, sonu olan ya da tamamen biten bir süreç gibi görmemeliyiz. Nasıl ki diyabet hastaları hayatları boyunca kendilerine ve bedenlerine uygun bir diyet programı uyguluyorsa bağımlı bireyler de, vücutları maddeden arındıktan sonra hayatlarında yapacakları bazı değişikliklerle bağımlılıktan iyileşmeyi sürdürebilirler.” ifadelerini kullandı.

Bağımlı biri Yeşilay’a nasıl başvurabilir ?

Yeşilay tek başına bağımlılığın oluşmasını engellemek ve toplumu bağımlılıkla ilgili bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Diyen ”Sönmez Bu doğrultuda bağımlı olmayanlara hitap ediyor gibi görünebilir ancak bağımlı olanların rehabilitasyonu ve ihtiyaç duydukları psikolojik destekleri sağlamak amacıyla Yeşilay’a bağlı Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) bulunmaktadır. YEDAM, bağımlılık konusunda ücretsiz ve ayaktan psikolojik danışmanlık ve sosyal destek hizmeti sağlayan bir danışmanlık merkezidir. Türkiye’nin 81 ilinde ve KKTC’de hizmet vermektedir.” Dedi. ve ekledi. ” Bu merkezlerde yüz yüze danışmanlık, grup terapileri, YEDAM atölyeleri gibi çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. 115’i arayarak kendinizin ya da bir yakınınızın bağımlılığı ile ilgili destek, danışmanlık veya bilgi alabilirsiniz. Siz, YEDAM’a ulaştığınızda oradaki uzman danışmanlar ve klinik psikologlar, sizden aldıkları bilgileri değerlendirerek bir tedavi/danışmanlık planı oluştururlar ve böylece bağımlılık tedavi süreci başlamış olur.” ifadelerini kullandı.

”Her şeyin başı ailedir”

Öncelikle çocukla ilgili neredeyse her şeyin başı ailedir. Sağlıklı rol model, bilinçli ebeveyn tutumları ve güçlü bir duygusal bağ ile çocukların, madde arayışına girme ihtimalini büyük oranda düşürebilirsiniz. Ayrıca çocukları, yaş gruplarına uygun olarak maddelere ve etkilerine karşı doğru bir şekilde bilinçlendirmek de faydalı olacağını belirten Sönmez ”Tamamen saklamak, maddenin ismini bile tabu haline getirmek ve sürekli korkutmak çocukların merakını cezbedebilir. Yakın çevrenizde madde kullanan kişileri, çocuklarınızın yanında kullanmamaları ile ilgili uyarmak yardımcı olabilir. Çevrenizi ve çocuğunuzu bilinçlendirmeden önce kendinizin yeterli ve doğru bilgiye sahip olduğunuzdan emin olmalısınız. Aksi takdirde maddelerle ilgili bilinen birçok yanlış bilgiyi yayabilirsiniz.”dedi. ”Çocuklarınızın sosyal hayatlarından haberdar olun, onları dengeli bir şekilde yetiştirmeye çalışın. Ne çok serbest bırakarak ne de çok baskılayarak; ne korkutarak ne de her dediğini yaparak…

''Dengeli sınırlar çizmeye çalışın. Bütün bunlara ve diğer çocuk yetiştirme temellerine vurgu yapıyor olmamın sebebi, çocukta sağlıklı ve işlevsel baş etme mekanizmaları oluşturmaktır. Böylece sorunlarıyla baş etmede madde arayışına girme ihtimali büyük oranda azalır. Hayatta karşılaşacağı sorunlarla yüzleşmede ve bunları çözmede daha sağlıklı yöntemlere başvurur. Daha önceden de belirttiğim gibi madde arayışına girmenin ve bağımlı olmanın birçok sebebi vardır”. dedi. ''Bu sebepleri tek tek gözden geçirmemiz mümkün değildir ancak bazı istatistiksel verilere göre risk grubunda olan noktaları belirleyip bunlara karşı önlem alabiliriz. Son olarak eklemek isterim ki akla gelebilecek tüm önlemleri almamıza rağmen herkesin bağımlı olma riski vardır. Tabii ki bağımlılıktan uzak durmak ve hiç bağımlı olmamak bizim asıl amacımız olmalıdır ancak diyelim ki bir şekilde bağımlı olundu. Bu kişinin iradesizliği ya da zayıflığıyla ilgili bir şey değildir. İçinde bulunduğu şartlara göre farklı sebepleri olabilir. Önemli olan bağımlılığa karşı pes etmemek, yardım aramaktan çekinmemek ve erkenden tedaviye başlayabilmektir.”dedi.

yeşilay uyuşturucu irem dönmez