Yoğun bakıma kaldırılan Filiz Akın'ın sağlık durumu nasıl? Filiz Akın kimdir

TAKİP ET

Yeşilçam'ın yaşayan efsanelerinden Filiz Akın, akciğerlerinde oluşan rahatsızlık nedeniyle hastanede yoğun bakıma kaldırıldı. Akın'ın sağlık durumu ve son dakika gelişmeleri usta sanatçının iyi olduğu yönünde. Peki Filiz Akın kimdir, Filiz Akın kaç yaşında? İşte detaylar...

Yeşilçam'ın güzel oyuncusu Filiz Akın, akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırılmış ve yoğum bakımda tedavi altına alınmıştı. Akın'ın son olarak yoğun bakımdan çıkarıldığı öğrenildi.

Akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırılan Filiz Akın 3 gün yoğun bakımda kaldı.

Sağlık durumu iyiye giden sanatçının normal odaya alındığı öğrenildi. Akın’ın bu hafta içinde taburcu edilmesi bekleniyor.



Güzel sanatçı Filiz Akın 2002'de yakalandığı nazofarenks kanserini ABD'de gördüğü tedavinin yanı sıra sevenlerinin iyi dilekleri ve dualarıyla yenmişti.

“KEŞKE BU HAYATIN PROVASI OLSAYDI”

Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinde rol alan Filiz Akın’ın özel yaşamını ve hayatına dair tecrübelerini paylaştığı ‘Hayatın Provası Yok’ kitabı geçen hafta sevenleriyle buluştu. Gazeteci Bircan Usallı Silan’ın sorularıyla hazırlanan nehir söyleşi türündeki kitapta, Filiz Akın mutluluk ve başarının sırlarını açıklarken yaşadığı tecrübelerle gençlere rehberlik eden tavsiyelerde bulundu…

Filiz Akın hastaneye kaldırılmadan önce yeni kitabına ve hayata dair Sözcü gazetesine konuşmuştu:

* Yeni kitabınız Hayatın Provası Yok’ta yediden yetmişe hepimize yol gösterecek bilgiler ve tecrübelerinizi paylaşıyorsunuz. Amacınız hayatın değerini hatırlatmak mı?
Hani bazen insan bir konuda kararsız kalır, birine danışır ve o kişinin söylediği aklına yatar. “Ben böyle düşünmemiştim” der ve onun fikrini değiştirir. Bazen de “Yok canım ben böyle düşünmüyorum” der güler geçer. Bu öyle bir kitap.

* Sizin için ‘Filiz Akın sürekli yazar, çizer, not alır” diyor. Nasıl notlar alırsınız Filiz Hanım?
Beni etkileyen ne varsa not almaya çalışırım. Bazen tek bir sözcük yazarım. Bazen izlediğim bir filmden tek bir sahne, bazen herhangi birinin bir sözü kafamda pek çok yeni ışıkların yanmasını sağlar. Onlar benim hazinelerim olarak durur ve bazen işte böyle bir kitapta beni seven herkesle paylaşırım.



* Provası olmayan bu hayatı Filiz Akın nasıl yaşadı diye sorsam ne söylersiniz?
“Ah keşke bu hayatın provası olsaydı” dediğim anlar oldu. Hayatın provasının olmadığını ise belli bir yaşa gelince öğrenmiş oluyorsun. Ama ne yazık ki artık her şey için geç kalınmış oluyor. Yine söylüyorum: Bu hayatın provası gerçekten yok.

“UMUDUM GENÇLİKTE”

* “Mutluluğu bitmek tükenmek bilmeyen bir iştahla bir şeyler satın almakta sanıyoruz. Oysa tek bir hayatları var bu hayatı iyileştirmek için olmalı projeler” diyorsunuz kitapta. Neler önerirsiniz?

Keşke bilsem… Acı günlerde, toplumu kucaklayan söylemler olsa, bu acılara hep birlikte dayanışma içinde bugün bulamadığımız çareler arasak. Benim bütün umudum gençlikte. Üniversiteli yüksek yetenekli gençlerin işsizlik değil, önlerinin açılması lazım sanırım.

* Kadınları tanımlarken ‘kadın emektir’ diyorsunuz. Yaşam hakları ihlal edilen ve bu topraklarda yıllardır var olma mücadelesi veren kadınlara mesajınız ne olur?
Kadın haklarının korunduğu, kadının eksik etek görünmediği, kadının tacize tecavüze uğramadığı, kocası, sevgilisi ya da ailesi tarafından öldürülmediği bir düzen elbette benim de istediğim. Kadın haklarının sonuna kadar savunucusuyum ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyorum halen, daima da söylemeye devam edeceğim.

* Güzellik algısının kara bir gölge gibi kadınların peşinde olduğu modern dünyada sizin için güzellik kavramı nedir?

Gelişmiş toplumlarda insanlar güzellikleri ile değil, akıllarıyla, yetenekleriyle, çalışkanlıklarıyla ön plana çıkıyorlar. İnsanların ufak tefek kompleksleri varsa elbette tamam, imkanlar da çok gelişti, düşünebilirler. Ama ben bunu abartmayı, tek tip olmayı çok yanlış buluyorum. Halbuki güzel olan, iyi olan insanın hal ve tavrıdır, kalbinin güzelliğidir, aklının çalışmasıdır diye düşünüyorum.

“FİLİZ, BEYAZ BİR ORKİDEYE BENZER”

* Kitapta eşiniz Sönmez Köksal’ın sizinle ilgili “Orkideye benzer Filiz. Beyaz orkideye. Zarif, güzel ve dayanıklı. Ama özen ister, ayrı bir ilgi ister” sözleri çok etkileyiciydi. Evliliklerin zor yürüdüğü dönemde sevgi ve saygıyı ilk günkü gibi tutmanın sırrı nedir?

Evlilikte biz de her konuda hemfikir olmayabiliriz. Sesimizi yükseltmemeye, birbirimizi kırmamaya özen gösteriyoruz. Ama üslup çok önemli.

* Tüm dünya uzun yaşamın sırrını arıyor. Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrını siz çözdünüz mü?

Bu belki de bulundu. Kromozomların sırrı çözüldüğünden bozulan herhangi bir organ yapay olarak üretiliyor ve eskiyen sistem yenilenerek ömür uzatılabiliyor. Hatta klonlanabiliyor canlılar. Metabolizmamın ihtiyacı olan destekleri alıyorum o kadar.

FİLİZ AKIN KİMDİR?

Filiz Akın 2 Ocak 1943 yılında Ankara'da dünyaya geldi.

Türk sinemasının asil, modern, kentli ve zarif yüzü olarak sinema tutkunlarının hayranlığını kazanan Filiz Akın, beyaz perdenin Avrupai yüzü, kolejli kızı, sarışın yıldızı olarak da tanınmaktadır.

Sinema oyuncuları Türkân Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte, Türk sinemasının bir dönemine damgasını vurmuş dört önemli kadın oyuncudan biri kabul edilir.

Filiz Akın orta öğrenimini tamamladıktan sonra bir sehayat şirketinin Ankara acenteliğinde çalışmaya başladı. Gönderdiği fotoğrafıyla Artist mecmuasının 1962 yılındaki yarışmasını kazandı. Memduh Ün'ün ısrarıyla Akasyalar Açarken filmi için kamera karşısına geçmeyi kabul etti.



Böylece 13 yıl sürecek aktif oyunculuk kariyeri başladı. 1964 yılında Kadın Berberi filminin setinde tanıştığı yapımcı-yönetmen Türker İnanoğlu ile evlendi.

1965'te oğlu İlker İnanoğlu doğdu. 1974 yılında Türker İnanoğlu'ndan boşanan Akın, Babaların Babası filmiyle 1975 yılında sinemaya veda etti.

Ekonomik gerekçelerle[9] Kasım 1975 - Mayıs 1981 döneminde sahnede şarkıcılık yaptı.

1982 yılında Bubi Rubinstein ile evlenip Paris'e yerleşti. 14 yıl aradan sonra 1989 yılında Geçmiş Bahar Mimozaları dizisi için tekrar kamera karşısına geçti. 1992'de Güzelliklere Merhaba ile ilk kitabını yayınladı. 1993'te Rubinstein'dan boşanan Akın, 1994'te dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal ile evlendi. 1998-2002 yıllarında Paris sefaretinde bulundu. 2002'de yakalandığını öğrendiği nazofarenks kanserini ABD'de gördüğü tedavinin yanı sıra sevenlerinin iyi dilekleri ve dualarıyla yendi.

Bu süreci ve sonucu 2005 yılında Hayata Merhaba ismiyle kitaplaştırdı. Gördüğü ağır kemoterapi ses tellerine zarar vererek sesinin değişmesine, ameliyata hazırlık işlemleri ise bir kulağında işitme kaybına yol açtı.

İzleyen yıllarda kansere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli kampanyalara destek verdi, panellere katıldı. 2006'da Filiz Akın ile Güzellik, Zayıflama ve Genç Kalma Üzerine isimli 3. kitabını yayınladı. 2011 yılında Gün Akşam Oldu dizisi için son kez, o da bir bölümlüğüne, kamera karşısına geçti. Kırkından sonra girdiği mutfak zaman içinde bir tutkuya dönüşünce 2013 yılında bu kez Lezzete Merhaba dedi.

2004-2007 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. 2008'de Kanal 1 televizyon kanalında Filiz Akın'la Sohbetler, 2009 yılında Habertürk kanalında Filiz Akın'la Hafta Sonu Sohbetleri programını sundu.

Oyunculuk kariyerinin ilk yıllarında şımarık zengin kız rollerini oynayan Akın sonraki filmlerinde daha çok masum, kırılgan ve fedakar kadınları canlandırmış, siyah saçlıların saltanatını yıkıp Türk sinemasında sarışın esas kadın sayfası açmıştır. Karakter derinliği taşıyan rolleriyle Gurbet Kuşları, Kader, Umutsuzlar, Ankara Ekspresi, Utanç ve Memleketim, Akın'ın en beğenilen filmleri arasındadır.

Akın, Ankara Ekspresi filmiyle 1971 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü göğüslemiş, özellikle 2000 yılından sonra pek çok onur ödülü almıştır.
Filiz Akın sinemada aktif olduğu yıllarda Türk Sinemasının en iyi giyinen oyuncusu unvanına sahip olmuştur.

 

filiz akın yoğun bakım filiz akın kimdir filiz akın nereli filiz akın kaç yaşında filiz akın filiz akın türk sineması