Pembeye ve maviye boyanmış şehirler...Günün her saati renk değiştiren, Şah Cihan’ ın eşi Banu Begüm için yaptırdığı, dünyanın 7 harikasından biri Tac Mahal. Tüm yollar tanrıya çıkar, her canlı sevgiyi hak eder diyen dünyanın en eski dini Hinduizm. Baharatlı ve acı yemekleri. Sömürgeye barış diliyle dur diyen Gandhi. Günahlardan ve kötülüklerden arındırdığına inanılan kutsal nehir Ganj. Dansları ve müziği ile dünyada en çok filmin üretildiği Bollywood. Zihin, beden, ruh dengesinin anahtarı, yoga.
Burası Hindistan...Dünyanın en yüksek ve her zaman karlı, Ganj nehrinin doğduğu Himalaya Dağları’ nın yurdu. Zıtlıkların çokça olduğu ülke. Dünyanın en kalabalık 2.ülkesi. Okuma yazma oranı çok düşük olduğu halde dünyadaki sayılı yöneticilerin üçte biri buradan.
Çok sayıda; din, dil, ırk barındırması, küçücük bir ülkenin bu kadar büyük bir ülkeyi 250 yıl sömürmesini kolaylaştırmış. Belki de reenkarnasyon ve karma inançları da bunu desteklemiş.
Genellikle Hindistan ile ilgili duyduğumuz, bildiğimiz olumsuzlukların dışında bir de böyle sanat, inanç, denge...dolu bir tarafı da var. Herkeste ve her şeyde, iyi ve kötü olduğu gibi burada da var. Önemli olan hangisini seçtiğimiz ya da hangisine baktığımız.
FACEBOOK YORUMLAR