-----Sponsorlu Bağlantılar-----
-----Sponsorlu Bağlantılar-----
RTÜK tarafından TELE 1 ve Halk TV’ye verilen 5 günlük ekran karartma cezasına tepkiler sürüyor. Bir tepki de Av. Remzi Kazmaz’dan geldi. TELE 1’in Abdulhamit’le ilgili yayınından dolayı cezalandırıldığını belirten Av. Kazmaz, “Abdülhamit yaşasaydı RTÜK’ün yaptığını yapmazdı” dedi.
Av. Kazmaz açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
“Gelişmiş ülkelerde medyanın kendi özdenetim mekanizması vardır. Herhangi bir sorun olduğu zaman bu mekanizma devreye girer ve gerekli etik müdahaleleri yapar. Türkiye’de ise devlet tarafından kurulan RTÜK ve Basın İlan Kurumu gibi kurumlar devreye giriyor. Oysa medyaya ancak mahkeme kararıyla yaptırım uygulanabilir. Bu tür kurumların medyada etik denetimi yapması basın özgürlüğünün ve hukukun ruhuna aykırıdır.
33 yıl boyunca ülkeyi baskıyla yöneten Abdülhamit bile bugün yaşasaydı, RTÜK’ün yaptığını yapmazdı! Medyaya Abdülhamit cezası veriliyor ama Abdülhamit bile kendisini çok ağır bir dille eleştiren şair Mehmet Akif Ersoy’u cezalandırmamıştır. İstibdat (baskı) dönemine karşı direnen Akif, yazdığı o meşhur şiirinde Abdülhamit’ten, “Yıldız’daki baykuş” diye bahsediyor, “Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid” diyor. Safahat’ın altıncı kitabı olan Âsım’daki şiir bu şekilde ağır ifadelerle devam ediyor.”
Av. Kazmaz açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
“Gelişmiş ülkelerde medyanın kendi özdenetim mekanizması vardır. Herhangi bir sorun olduğu zaman bu mekanizma devreye girer ve gerekli etik müdahaleleri yapar. Türkiye’de ise devlet tarafından kurulan RTÜK ve Basın İlan Kurumu gibi kurumlar devreye giriyor. Oysa medyaya ancak mahkeme kararıyla yaptırım uygulanabilir. Bu tür kurumların medyada etik denetimi yapması basın özgürlüğünün ve hukukun ruhuna aykırıdır.
33 yıl boyunca ülkeyi baskıyla yöneten Abdülhamit bile bugün yaşasaydı, RTÜK’ün yaptığını yapmazdı! Medyaya Abdülhamit cezası veriliyor ama Abdülhamit bile kendisini çok ağır bir dille eleştiren şair Mehmet Akif Ersoy’u cezalandırmamıştır. İstibdat (baskı) dönemine karşı direnen Akif, yazdığı o meşhur şiirinde Abdülhamit’ten, “Yıldız’daki baykuş” diye bahsediyor, “Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid” diyor. Safahat’ın altıncı kitabı olan Âsım’daki şiir bu şekilde ağır ifadelerle devam ediyor.”
1908 ÖNCESİNE DÖNDÜK, BASIN BAYRAMI KUTLANAMAZ
Türkiye’nin, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde bu yıl 180 ülke arasında 154'üncü sırada yer aldığını hatırlatan Av. Kazmaz, 24 Temmuz Basın Bayramı’nın artık kutlanamayacağını söyledi. Basın özgürlüğünde 24 Temmuz 1908 öncesine dönüldüğünü ifade eden Av. Kazmaz, “O dönemde sansür memurları matbaalara gider denetim yapardı. Günümüzde ise o sansür memurları her yerde. Bilinçaltımıza kadar giren sansür memurları, bize sansürden daha tehlikeli olan otosansürü uygulatıyor. Bir tweet atarken bile kırk kez düşünüyor, sabahın köründe polis kapımızı çalar mı diye endişelere kapılıyoruz” dedi.BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE AB STANDARTLARI YAKALANMALI
"Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri haline getirmeye kararlıyız" denilen bir dönemden çok gerilere gidildiğini kaydeden Av. Kazmaz, basın özgürlüğü konusunda bir an evvel Avrupa Birliği (AB) standartlarının yakalanması gerektiğini sözlerine ekledi.-----Sponsorlu Bağlantılar-----