-----Sponsorlu Bağlantılar-----
-----Sponsorlu Bağlantılar-----
AK Parti ile yollarının neden ayrılığını anlatan Günay, “Ben AK Parti’nin kurucu kadrosunda yer almıyorum. Daha önce Deniz Baykal döneminde CHP’de siyaset yapıyordum. Baykal’ın karşısında olduğum için beni haksız gerekçelerle ihraç etmişlerdi.
AK PARTİ’DEN NEDEN AYRILDI?
2007 e muhtırasından sonra Erdoğan’ın daveti ile iktidar partisine katıldım. 2007’den 2012’in sonuna kadar 60 ve 61. Hükümetlerde Turizm ve Kültür Bakanı olarak devam ettim. İkinci dönemde İstanbul’daki yüksek yapılaşmalardan başlayarak, Suriye politikasına karşı olmam, Gezi Parkı’na yapılacak olan yapılaşma konusunda buna benzer görüş ayrılıklarımız oldu. Bir bakan ile başbakan arasında görüş ayrılığı olduğunda bakan ayrılır ve bende partiden ayrıldım” dedi.YASSIADA AÇIKLAMASI
Yassıada Mahkemelerin adaletten sapma konusunda doruk noktasına ulaştığının altını çizen Günay, burada bazı tatsız hatıraların olduğunu belirterek, “Yassıada unutulmuş, her tarafı otlarla kaplanmış, bakımsız, zaman zaman evsiz yurtsuzların yaşadığı bir yer haline gelmişti. Bakanlığım döneminde orayı Demokrasi ve İbret Müzesi yapmak için istedim. 2011’de Kültür Bakanlığına tahsis edildi. Yapı envanteri çıkarıldı ve özgün yapıya dokunmadan, 67 döneminin ruhunu koruyan Avrupa’daki gibi gelen insanlarla tarihin o dönemiyle yüzleşebileceği bir müze haline karar verdik. Bu projemizi kamuoyuna duyurduk. Dönemin Başbakanı Erdoğan sanırım ada ile ilgili başka hayaller kurmuş ki tahsisi bizden aldı ve yeniden Başbakanlığa bağladı. Onlarda bir yap-sat firmasına verdiler ve bugünkü haline geldi. 5 yıldızlı hoteller, yeme içme alanları, bir de göstermelik 1200 kişilik cami yaptılar. Oraya hangi tarihte 1200 kişi gidecekte o camiyi dolduracak. Kamuoyunun gözünü boyamaktan ileri gidemez. Yassıada’nın 27 Mayıs ruhu kalmadı, bir turistlik mekana dönüştürüldü” diye konuştu.YENİ PARTİ DEĞELENDİRMESİ
Günay, “Elimizi vicdanımıza koyalım. Sayın Davutoğlu ve Babacan bundan önceki dönemlerde önemli görevlere geldiler. Daha önce sayın Erdoğan’a en ağır şeyleri söyleyenlerin yaptıkları gibi her yaptıklarına evet deselerdi bugünde çok makbul yerlerde makamlarda bulunurlardı. Bugün burada olmaları da bir ahlaki tavırdır. Sayın Bahçeli, sayın Soylu Erdoğan’a neler söylüyordu. Hepsi bugün birlikteler. Bu iki bakan vicdan sahibiler ki itiraz etme ihtiyacı hissettiler. Bu itiraz biraz geç kaldı; ancak hatanın neresinden dönülürse makbuldür. İtirazlarını sadece yüksek sesle dile getirmenin dışında bu itirazlarını ete kemiğe büründürdüler. İkisine de başarılar dilerim. Siyaset sabır, liyakat, cesaret ve bilgi işidir. Sadece AK Parti’den koparacakları oylarla bir yere varılmaz, tabii ki oradan oy alacaklardır. AK Parti içinde yaşanılanlardan rahatsızlık duyanlar insanlar elbette vardır. Bizler rahatsız olduk. Halka verdiğimiz sözler bunlar değildi. Yasaklarla mücadele, yoksullukla mücadele, yolsuzlukla mücadele diye çok güzel bir vaadimiz vardı. Şimdi yasaklarla mücadele ediyor mu, yasakçı bir parti mi oldu? Yoksullukla mücadele ediliyor mu, yoksa yoksulların sırtı üzerinden bir avuç insanı çok mu zengin etti? Yolsuzlukla mücadele ediyor mu, yoksa sürekli bunlar örtbas mı ediyor? AK Parti içerisinde böyle rahatsız olan milyonlarca insan var. Bu insanlar oy verebilecekleri, oy verdiklerinde güvenebilecekleri, iktidar değiştiğinde kendilerine fatura çıkarmayacak, mağdur etmeyecek bir liman arayışı içerisinde olabilirler. Kendilerine başarılar dilerim.”-----Sponsorlu Bağlantılar-----